Planned Obsolescence olarak yabancı literatüre girmiş, bizde ise Planlı Eskitme olarak bilinen bir kavramdır. Endüstriyel olarak kullanılan bir strateji olmakla beraber ürünün daha uzun süre kullanılabilecekken, belirli ve/veya ayarlanmış bir kullanım ömrünün ardından işlevini yitirmesi projesi olarak tanımlanabilir.
Diğer taraftan teknoloji firmalarında uygulanan bir başka boyutu ise ürünün biraz daha gelişmiş sürümünün piyasaya sürülerek önceki sürümleri niteliksiz hale getirmesi şeklinde ifade edilebilir.
Yaşı 20 ve üzerinde olanlar hatırlayacaklardır. Aile içerisinde “çamaşır makinemiz de amma dayanıklı çıktı, 15 yıldır bana mısın demedi“, “bir saat almıştım, 10 sene hiç arıza vermedi” gibi cümleleri mutlaka duymuşlardır. İşte, yıllar öncesinde durum bu şekilde iken özellikle 2000’li yılların ardından uygulanmaya başlanan “Planlı Eskitme” stratejisi ile seri üretimin sürekliliği sağlanmış ve ürün ömürleri kısaltılmaya başlanmıştır.
Bu durum kesinlikle tüketicilerin dezavantajı yönündedir. Ayrıca iktisadi olarak ele alırsak da kıt kaynakların tüketimini hızlandırdığı için rasyonel değildir. Çevre yönünden incelersek, daha kısa ömürlü ürün daha çok atık demektir. Düşünün ki milyonlarca ürünün, bu ürünlerin ambalajlarının ve kendilerinin doğada yok edilmesi ne kadar sürecektir.
****
Otomobil sektörü üzerinden bir örnek paylaşmak istiyorum. Eski Amerikan arabalarını inceleyin. Günümüzde halen daha taş gibi olduklarını göreceksiniz. O günden bu güne firmalar aynı kalitede araba üretselerdi, yeni üretim araçları kim satın alacaktı? Otomobiller eskimeyecek böylece otomobillere olan talep düşüş gösterecekti. “Seri Üretim” elde patlayacaktı.
Tüketim Toplumu ifadesi işte tam olarak bu gibi olaylar sonucu ortaya çıkan bir kavram. Seri üretim ile sürekli üretim, sürekli satış, sürekli kar felsefesi ile hareket eden global şirketlerin kesesini doldurmak amacıyla uyguladığı bu politikaların, bizleri maddi olduğu kadar manevi olarak da yorduğu aşikar.
Bu gibi faaliyetlerle mücadele etmeye gücümüz yetmese de bilgi sahibi olmak ve bu bilgiyi başka insanlara ulaştırmak ilerleyen süreçlerde toplumsal bir hareket ile devletlerin bu projelere karşı duyarlı olmasını sağlayacaktır.
alıntı