Eğitim Sisteminde Var Olan Ödev Olgusu Üzerine

Eğitim Sisteminde Var Olan ödev olgusu Üzerine

Eğitim Sisteminde Var Olan ödev olgusu Üzerine – Sevgi Yılmaz

Ödevler , eğitim hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olmuştur. Peki ödevlerin öğrencilere faydası var mı ? Ödevlerin çokluğu başarıyı ne yön de etkiler ?

İlk olarak şuradan başlamak istiyorum. Hatırlar mısınız ilkokulda öğretmenlerin bizlere sayfalarca çizgiler çizdirdiğini, çiz çiz bitmezdi. İlkokuldan liseye doğru verilen ödevlerin sayısı azalıyor. Yani öğrenci ilkokulda çok fazla ödev alıyor! İlköğretim çağında verilen ödevler çocukları hamal gibi çalıştırmaktan ve okuldan bezdirmekten başka bir işe yaramıyor.

Peki bu ev ödevlerini yapan öğrenciler yaptıkları konuyu öğreniyorlar mı ? Evet, öğrenebilirler ama ödevlerin niteliği önemlidir. Ödevler nitelik olarak dörde ayrılırlar.

  • Derse Hazırlık
  • Ders Tekrarı
  • Uygulama
  • Yaratıcılık

Ancak bu dört niteliğin harmanlanması sonucunda etkin bir sonuca varılabilir. Öğrenci genellikle teorik verilerden fazlasıyla sıkılır ve dersten soğur. Maalesef eğitim sistemimiz tamamen teorik temellidir. Burada asıl görev öğretmenlere düşüyor.

Ancak öğretmenlerimizin alanlarında ne kadar profesyonel oldukları sorgulanmalıdır. Çünkü çoğu öğretmen sadece verdikleri ödevlerin yapılıp yapılmadığını kontrol ediyor. Öğrencinin ödevden ne öğrendiği kontrol sınırlarını kapsamıyor. Ancak başarılı öğrenmenin temeli geri bildirim mekanizmasıdır. Doğru mu yanlış mı yaptığını , yanlış yaptıysa doğrusunun ne olduğunu, öğrencinin sorularına alacağı cevap öğrenmesini pekiştirir.

Öğrenciler o kadar çok ödev alıyorlar ki bu ödevler öğrencinin başarısına bir katkı sağlamıyor. Özellikle bütün hafta sonlarını ve tatillerini etkin verilmeyen ödevlerle heba ediyorlar. Verilen bu ödevler etkin olmadığın zaman öğrenci için yararı kalmadığı gibi aynı zamanda öğrenci okuldan ve derslerden fazlasıyla soğuyor. Etkin olan ödev mekanizması tekrar ve hazırlık amaçlı değil, projeye, yani yaparak öğrenmeye dayalı uygulama ve yaratıcılık ödevleri olduğunda hem öğrenci yeni şeyler üretmenin hevesiyle yaptıkları ödevlerden sıkılmıyor hem de uzun vadede başarı elde ediliyor.

Maalesef velilerimizin gözünde çok ödev veren öğretmenlerin ve okulların daha iyi olduğu düşüncesi hakim. Evde çocuklarını sürekli olarak meşgul ve sıkıntılı gören veli bunu öğrenmenin bir göstergesi olarak görüyor. Ancak yanılıyorlar. Çok çalışmak başarıyı getirmez! Verimli çalışmak başarıyı getirir. Verimli çalışan öğrencinin derslerindeki başarısı devamlı olur. Başarılı olan öğrenci mutsuz ve sıkıntılı bir öğrenci olmaz.

Sonuç olarak çocukların ilgi ve becerilerini keşfedip onların var olan potansiyellerinin üzerine bir öğrenme stratejisi inşa etmek gerekir.

alıntı

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski