Asimetrik Savaş Nedir?
Asimetrik Savaş tanımını net olarak ifade edebilmek için öncelikle savaş kavramını doğru bilmemiz gerekmekte. Savaş, aralarındaki menfaat çatışmasını kendi lehine çevirmek isteyen taraflardan birisinin savaşma gücünün, matematiksel olarak diğerine nazaran alt edilemez bir seviyede olduğu zaman patlak verir. Bu durumda, zayıf taraf olarak görülen aktörler, kendi menfaatlerini korumak için bu dengesizliği kendi lehlerine çevirmeye çalışırlar. Dengesiz savaş gücü, kaçınılmaz olarak asimetrik savaşı da beraberinde getirir.
Çatışan taraflardan zayıf olanın güçlü olana karşı sergilediği asimetrik yaklaşım; üstün tarafın zayıf taraflarından yararlanarak onun devasa gücünü alt etmeye yönelik olarak, beklenmeyen, önlenemeyen veya normal olarak tercih edilmeyen yöntemler, silahlar ve teknolojiler kullanmaktır.
Taraflar arasında asimetrik etki yaratan faktörler;
- Uygulanan savaş doktrini ve çatışma taktikleri:
- Teknoloji seviyesi, silah ve teçhizat dengesi,
- Tarafların kazanma azmi ve savaşanların morali,
- Etik kurallara ve çatışma hukukuna bağlılık derecesi,
- Savaşan tarafların örgütlenme şekli,
- Kazanmak uğruna göze alınan kayıplar,
- Savaşanların sabrı,
- Halk desteği,
- Medya desteği
Savaşan taraflar, güç dengesizliği nedeniyle farklı savaş doktrinleri uygulayabilir. Devasa bir hava ve deniz gücüyle desteklenen, teknolojisinin tüm imkanlarını kullanan, zırhlı birliklerden oluşan, uydu destekli komuta kontrol sistemleriyle yönetilen bir kara ordusu, karşısındaki hafif silahlarla teçhiz edilmiş bir direniş kuvvetini alt etmek için konvansiyonel taktikleri kullanmaktan başka bir seçenek düşünmez.
Ancak, zayıf olan hasmının ise aynı savaş taktiklerini uygulaması ne mümkündür, ne de akılcıdır. Direnen taraf, kendi savaşma gücünü korumak için simetrik bir cephede karşı koymaktan ziyade, karşı tarafın kendi ana vatanını da kapsayan zayıf bölgelerine saldırmayı, gerektiğinde duraksamadan geri çekilmeyi ve ortadan kaybolmayı hedefleyecektir.
Zayıf Tarafın Destekçileri
Zayıf taraf, silah, mühimmat, teçhizat, siyasi destek, insan ve benzeri eksikliklerini tamamlamak için bir çok kaynaktan dış destek alabilir. Ancak, aldığı bu destek, yine de savaşın asimetrik karakterini değiştirmez.
Ne kadar güçlü olursa olsun, uğruna savaştığı bir ideali olmayan tarafla, inandığı dava uğruna çekinmeden ölümü göze alan taraf arasında bir asimetri mevcuttur. Birinci tarafın olmayan savaşma azmi zaferin önünde en büyük engelken, diğer tarafın en büyük silahı durumundadır.
Savaş alanında çatışma hukukuna ve evrensel etik kurallarına bağlı kalmayı hedefleyen taraf ile bu konuya kendini bağlı hissetmeyen taraf arasında da belirgin bir asimetri vardır. Oyunu kendi kurallarına göre oynayan taraf, diğer tarafla arasındaki güç dengesizliğini vahşete varan saldırganlıkla dengelemeye çalışır.
Düzenli Ordu İlişkisi
Düzenli bir ordu ile, düzensiz bir şekilde teşkilatlanan ve kesin kurallarla belirlenmiş bir komuta sistemi altında olmayan taraflar arasında, savaşma güçlerinin oranı ile ilgisi olmayan bir asimetriden söz etmek mümkündür.
Güçlü tarafın göze almak istemediği insan kayıpları, davası uğruna ölümü göze almış insanlardan oluşan zayıf tarafın en büyük silahlarından birisidir. Güçlü taraf, zayıf olan diğer tarafın bu özelliğinden dolayı dahi savaşma azmini yitirebilmektedir.
Zafer için en kısıtlı kaynak olarak zaman faktörünü kabul eden ve bir an önce zafere kavuşmayı hedefleyen güçlü taraf ile zafere ulaşana kadar savaşmayı göze alan taraf arasında da belirgin bir asimetri mevcuttur.
Halk desteği, güç dengesindeki asimetriyi etkileyen en önemli faktörlerden birisidir. Öyle ki, savaşan tarafların en büyük hedeflerinden birisi “halk desteğini kazanmak” olarak belirlenmektedir.
Medya desteği, son yüzyılda asimetri yaratan diğer bir faktör haline gelmiş ve medya etkisini kendi lehine kullanan taraflar, diğer taraf üzerinde asimetrik etki yaratabilmektedir.
Asimetrik savaş ortamı, genellikle geçmişten beri süre gelen ve uzun yılllar, hatta yüzyıllar boyunca çözüme kavuşamayan sorun kaynaklarının bölgesel ve küresel güç dengelerini bozmasıyla beslenmektedir.
Asimetrik Savaş Nasıl Anlaşılır?
Aşağıdaki güvenlik sorunlarının veya çatışma ortamlarının varlığı Asimetrik Savaş’ın hüküm sürdüğü bir ortamı işaret eder.
* Terörizm ve Terörle Mücadele Operasyonları
* Gerilla Savaşı ve Karşı Gerilla Harekatı
* İç Savaşlar
* İşgaller ve Direnişler
Asimetrik Savaş ortamının ortaya çıkmasına hiç şüphe yok ki, çeşitli bölgesel anlaşmazlıklar, küresel gelişmeler, etnik gruplar, dinler ve mezhepler arası anlaşmazlıklar kaynaklık etmektedir.
Ortadoğu’da devam eden veya kökü Ortadoğu’ya dayanan bir çok sorun, Filistin topraklarında İsrail Devletinin kurulmasıyla sonuçlanan Arap-İsrail savaşlarına dayanmaktadır. Bölgedeki etnik yapıyı, siyasi ve askeri güç dengesini alt üst eden bu savaşların ilki 1948 yılında İsrail’in bağımsızlığını ilan etmesiyle başladı ve küçük toprak parçalarında izole bir şekilde yaşayan Yahudilerin, Araplar dahil, tüm Dünyanın varlığını kabul ettiği bir devlete dönüşmesiyle bugünlere gelindi.
Bu savaşlar, sadece İsrail devletinin kurulmasıyla sonuçlanmasından ziyade, önce Lübnan’da yıllarca süren bir iç savaşa, daha sonra Arap Milliyetçiliği motivasyonuna sahip örgütlerin başlangıçta Ortadoğu’da, daha sonra diğer bölgelerde uçak kaçırma, rehine alma, silahlı saldırı gibi eylemlerinin başlamasına sebep da sebep oldu.
Bu eylemler bir süre sonra daha da gelişerek, kökeni Kerbela Olayına kadar dayanan din için, dava için, emir için kendini feda etme duygusundan faydalanan aşırı dinci radikal islamcı örgütlerin intihar saldırıları ile başlayıp, kısıtlı toprak parçalarında geçici süreli hakimiyet sağlamaya kadar varan uzun süreli ve orta şiddetli çatışmalara kadar tırmanan gelişmeleri de beraberinde getirdi.
Ekonomik ve Siyasi Etkiler
Bazı bölgelerde tarihten gelen etnik sorunların, ekonomik ve siyasi gelişmelerin etkisiyle iç savaşlara neden olduğu, kendisini belirli bir etnik grubun hamisi olarak gören devletlerin etnik temizlik derecesine varan bir devlet terörüne başvurduğu görüldü. Yakın tarihimizde Sudan iç savaşları, Bosna savaşı, Keşmir sorunu ve Darfur olayları bunun en canlı örnekleri arasındadır. Medya’nın yoğun ilgisine maruz kalan bir çok olayın yanında, Dünya kamuoyu tarafından pek duyulmayan Irak’taki Türkmenlere yönelik etnik kökenden kaynaklanan baskı ve şiddet politikaları da varlığını sürdürmeye devam etmektedir.
Diğer taraftan, Afganistan’ın SSCB, Irak’ın ABD tarafından işgal edilmesi ve sonrasında meydana gelen olaylar zincirleri, örgütsel çatı altında savaşma ustalığı kazanmış binlerce militanın başı boş bir şekilde dünya yüzeyine yayılmasına ve becerilerini sempatizan kitlelere ve organize suç örgütlerine pazarlamasına neden olmuştur.
ALINTI