Türklerde Sarı – Kırmızı – Yeşil Renkleri

 


Öz be öz Türk Bahar Bayramı olan Nevruz gibi ,öz be öz Türk’ün rengi olan Yeşil-Sarı-Kırmızı gibi değerlerimizi korumalı,yaşatmalı ve kimseye kaptırmamalıyız…

Sarı, kırmızı, yeşil, beyaz ve mavi… bu renkleri Türkler tarihleri boyunca kültürlerinde, günlük hayatlarında kullanmış, kimi zaman halı desenlerinde, kimi zaman giyim kuşamlarında hep bu renklerle bezenmişlerdir. Devlet törenlerinde süsledikleri otağlarında, tuğlarında, ordularında, bayraklarında kullanmışlardır. Son zamanlarda Türk Devletini içerden yıkmayı hedefleyen, Türk düşmanı uluslararası emperyalizmin gayrimeşru çocuğu PKK’nın da bu renkleri kullanması, Türkmen Yörükler arasında kızgınlık ve üzüntüyle karşılanmaktadır.

Halen bu renkleri Türk topluluklarının yaşadıkları her yerde sosyal hayatın tüm yönlerinde görebiliriz. Anadolu’da kışın kışlaklarda, yazın yaylalarda yaşamlarını sürdüren yörüklerin cepkenlerinde, poturlarında, “Poçu”larında, Türkmen Alevî-Bektaşilerin “semah” ekiplerinin giydiği kıyafetlerde bu renklerin kullanılması yaygındır.

Sarı, kırmızı, yeşil renkler Osmanlılarda da devlet törenlerinde, devlet nişanlarında, resmî törenlerde yoğun olarak kullanmıştır. Osmanlı padişahlarının kırmızı kaftan giymeleri, zaman zaman da sarı çizme kullanmaları bir gelenekti. Yavuz Sultan Selim’in 1516’da Ridaniye savaşına giderken ve savaş alanında kırmızı kaftan giyip beline kırmızı kemer takıp ayağına da sarı çizme giydiği tarihî belgelerden anlaşılmaktadır. Osmanlı padişahlarında kırmızı kaftan giymek “hükümranlık” alâmeti olarak kabul edilmekteydi.

Günümüzde, Türkmen-Yörüklerin kullandığı cepken, entari, potur, dizlik, çorap, çarık ve başlarına bağladıkları poçu’ları bu renklerle boyanmaktadır. Bu renkler ayrıca tarihte kurulmuş. Türk devletlerinin bayraklarında da kullanılmıştır.

Bağımsızlık mücadelesi veren esir Türk illerinin kurtuluş mücadelelerinde bu renkler bayraklara, kıyafetlere yansıtılmıştır. Doğu Türkistan dâvasının ulu savaşçısı, görklü lideri, büyük alpereni rahmetli İsa Yusuf ALPTEKİN’in, 94 yıllık ömrü boyunca uçmağa varıncaya kadar sırtından çıkarmadığı “Çapan”ının renkleri de sarı, kırmızı, yeşil’den mürekkepti. Doğu Türkistan Göçmenler Vakfı 2. Başkanı Arslan ALPTEKİN, “Bu renklerin Orta Asya steplerinde yaşayan Türk topluluklarının sosyo-kültürel ve günlük hayatlarında yoğun olarak kullanıldığını” ifade ederek: “Sarı, kırmızı, yeşil renkleri Türk kızlarımızın el işlerinde, kıyafetlerinde, bindallı’larında, düğün, toy, şölen yeri süslemelerinde görebiliriz. Kırmızı: şehit kanlarını, yeşil: tabiatı (doğayı), sarı: bereketi, beyaz: barışı, mavi ise gökyüzünü, Göktürklüğü ifade eder” demektedir.

Göktürklerde;

1935”de, Altay’larda; VII-XI. asırlarda yaşamış Türk beylerinin mezarlarında yapılan kazılarda; yeşil, sarı, kırmızı ipekli elbise giydirilmiş cesetlerin bulunması, bu üç rengin Türklerde milli olduğu kadar dini değeri de haiz bulunduğunu göstermektedir.(Belleten Sayı 43, 1947)

Selçuklularda;

Abdülcelil El Kazvini diyor ki: Büyük Selçuklu İmparatorluğu’nun bayrağı de yeşil-sarı-kırmızı idi. 1110-1189 yıllarında yaşayan İranlı büyük alim Abdülcelil el Kazvini (Hicri 556-560) (Miladi 1161-1165) yıllarında yazdığı Kitab’un Nakz adlı eserinin konu ile ilgili 608. sayfasında Türkçe tercümesiyle söyle diyor:

“Selçukluların melikleri ve sultanları eğer yüzbin asker toplarlarsa, siyah Sancak askerlerde bulunmazdı; yeşil, sarı ve kırmızı Sancak bulundururlardı.

Osmanlılarda;

Osmanlı Cihan Devleti ordularında da Sancaklar, Bayraklar ve Tuğlar, Yeşil-Sarı-Kırmızı renkleri taşımışlardır.

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski