Resmi bir ziyaret için Türkiye’ye gelen ilk İrlanda Cumhurbaşkanı Mary McAleese’in açıklamaları medyamız tarafından ilgiyle karşılandı.
Konuk Cumhurbaşkanı, 19. yüzyılın ortalarında İrlanda’da yaşanan büyük açlık döneminde Osmanlı İmparatorluğu’nun gönderdiği üç gemi dolusu yiyeceğin asla unutulmadığını, bu gemilerin yanaştığı Drogheda bölgesinin simgesinin hala hilal ve yıldız olduğunu söyledi.
McAleese’in anlattıklarına eklenmesi gereken çok önemli bir nokta daha var.
Resmi bilgi olmamakla beraber (böyle bir konuda resmi bilgi ya da belge olması çok zor) özgür İrlanda’nın kuruluşunda önemli katkısı olan ve İngiltere’ye tarihinin en büyük ayak bağı olarak gösterilebilecek IRA (İrlanda Cumhuriyet Ordusu), bir Osmanlı padişahı tarafından kuruldu.
İddialara göre Sultan 2. Abdulhamit, İRA’nın kuruluşuna destek vermekle kalmadı öncülük etti. Hatta IRA’nın bizzat Teşkilat-ı Mahsusa tarafından kurulduğu da öne sürülüyor.
Bu iddiayı güçlendirecek önemli bilgilerden biri Eşref Sencer Kuşçubaşı’ya ait.
Sultan Abdulhamit’in meşhur gizli örgütü Teşkilat-ı Mahsusa’nın kurulmasında önemli katkısı olan Kuşçubaşı, Jön Türkler’le ilişkisi yüzünden Abdülhamit tarafından Hicaz‘a sürgün gönderilir.
1. Dünya Savaşı sırasında İngilizler‘e karşı girişilen Süveyş Kanal Harekatı‘nda (1916) öncü birliklere komutanlık eden Kuşçubaşı, Hayber’de Faysal’ın (sonradan Irak Kralı olacaktır) 20 bin kişilik birliğine karşı 40 kişilik Teşkilat-ı Mahsusa birliği ile beş saatten fazla savaştıktan sonra yaralı olarak ele geçirilir (1918).
Yakalandıktan sonra Arabistanlı Lawrence olarak bilinen meşhur ajana şöyle dediği iddia edilir:
“Lawrence, kazandığını sanıyorsun. Fakat henüz hiçbir şey bitmedi. Hükümetinin başına öyle musibetler salacağım ki, 2 asır uğraşsanız bitiremeyeceksiniz.”
Kuşçubaşı’nın bu sözü, Teşkilat-ı Mahsusa’nın IRA (İrlanda Cumhuriyet Ordusu) yapılanmasını örgütlemiş ve desteklemiş olmasına delil olarak gösterilir.